
Her gün yaşanan trajedik olayların haber olarak sunulması, yazar ve yorumcuların ülke meseleleri üzerinde kafa karıştırıcı fetvalar vermesi, ülkede başlayan yıkımı hızlandırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Ortadoğu’ya yön verme hayalleri ile günden güne gençlerimiz ölüyor ve değerlerimiz yok ediliyor.
İnsanın canı bu ülkede ve bölgede hiçe sayılıyor!
İnsanlar neden ve niçin öldüğünü bile bilmiyor!
Mesele tam anlamıyla İslam’da değil!
Ortadoğu’da, Politik İslam ta baştan itibaren bu bölgede kolonyalist / emperyalist odaklar tarafından araçlaştırıldı, manipüle edildi. Bugün ülkede kendisine Müslümanım diyen bazı kesimler bile, bölgede yaşanan gerçekleri siyaset penceresinden yorumlayarak objektif bir bakış açısından uzaklaşıp, zulme ve şiddete sessiz kaldı. Hatta bu yıkıma destek vermek için başa gelen partilere oy verdi. Dolayısıyla sorunun bu veçhesini hiç bir zaman akıldan çıkarmamak gerekir.
İkinci Emperyalistler arası savaş sonrasında, özellikle de 'soğuk savaş' döneminde din (İslam)ulusal/ilerici/demokratik/ sosyalist hareketleri etkisizleştirmenin, Sovyet sistemini çökertmenin bir aracı olarak kullanıldı. Birçok siyasi aktör bu süreçten sonra sahneye alındı.
George Friedman“Gelecek 100 yıl” adlı kitabında, ABD’nin sorunlu bölgeleri ele geçirmekten çok burada kaosun daha da artmasını sağlamaya çalıştığını ve bunun ABD için daha avantajlı bir durum olduğunu söylüyor.
ABD’nin bölgede çıkardığı bu kaos ortamı açık ve net olarak bu kitapta geçen gerçekleri daha iyi gözler önüne seriyor. aldatılmaya hazır bir sistemde yaşayan insanlarımız çok kolay kandırılabiliyorlar.
Bölgede yaşayan halkların kendi ayakları üzerinde durmaları engelleniyor ve yeni kaos stratejileri devreye sokularak, bölgeyi din, mezhep, etnik, aşiret vs. düşmanlık temelinde sürekli çatışma ortamına dönüştürüyorlar.
Bölgede parçalanmalar hızlanırken, huzursuzluklar ve ölümler artarken, büyük boyutta İsrail'in güvenliği de Ortadoğu’da sağlanmış oluyor.
Bu sebeple radikalleşmeyi dinde değil, onu yorumlayanlarda aramak gerekir. Her gün televizyon programlarında boy gösterenler, Allah’a ve İslam dinine değil, sadece şeytani siyasete alet olarak halkı kandırmak ve iktidara yaranmak adına bu görevi yapıyorlar.
Benzer fanatizmler ve radikalleşmeler pek âlâ başka dinlerde de ortaya çıkabiliyor... Elbette belirli bir tarihten sonra İslam Dini kendini yenileme yeteneğini kaybetti, Şuanda gerçek İslam yaşanmıyor, sadece yaşandığı zannediliyor. Çünkü: Allah’ın emir ve yasaklarıyla yönetilen herhangi bir ülke yok.
Sadece adı Müslüman olan devletler var. Bu sebeple Ortadoğu ülkeleri hep acı içerisinde kıvranıyor. İslam toplumları kapitalist modernitenin meydan okumasına cevap vermekte yetersiz kaldı; ama nihai analizde Ortadoğu toplumlarının içine sürüklendiği çıkmazı, sadece dinle açıklamak asla uygun değildir.
Bölgenin durumunu, hakim ekonomilerle, Batı emperyalizmiyle bağımlılık, hakimiyet, sömürü ve şartlandırma ilişkilerini göz ardı ederek anlamak mümkün değildir.