17 Eylül 2025 Çarşamba

MEMLEKET SAHİPSİZ Mİ?


Servet Ünal • Toplum Dönüşüm Mimarı | Siyasi Danışman | Stratejisit


Memleketin sokaklarında dolaşırken, kahvelerinde otururken, ekranlara bakarken aynı hisle karşılaşıyoruz: Bir sahipsizlik duygusu. İnsanların dudaklarından dökülen ortak cümle şu: “Bu memleket sahipsiz!”


Ve evet, öyledir.

Çünkü sahip çıkması gerekenler ilgisiz.

Çünkü sözde yöneticiler koltuk derdinde.

Çünkü bireyler ya suskun ya da kendi küçük çıkarlarının peşinde.


Memleket bugün yağmalanmış bir miras gibi ortada duruyor.


Herkes payına düşeni kapma yarışında, ama kimse onu onarma, büyütme, geleceğe taşıma derdinde değil. Bu toplumda sizin çocuklarınız yaşayacak. Her duyarsız ve anlamsız tavrınız onlara birer yük olacak.


YÖNETİMİN İFLASI


Yönetim kademelerinde oturanların çoğu aslında yönetici değil, koltuk işgalcisi.


Onların gündeminde halk yok.

Toplum yok.

Gelecek hiç yok.


Tek dertleri: iktidarlarını korumak, zenginliklerini artırmak.


Şeffaflık? Yok.


Hesap verebilirlik? Hiç yok.


Vizyon ya da parlak bir beyin? Onu da ancak yabancı ülkelerin sistemlerinde bulabilirsiniz.


İşte bu yüzden sokaktaki vatandaş  haklı olarak söylüyor:


“MEMLEKET SAHİPSİZ.”


Çünkü yönetenler, memleketin gerçek sahipleri değil. Sadece geçici işgalciler.


BİREYİN SESSİZLİĞİ


Ama gelin dürüst olalım: Suç sadece yöneticilerde değil.


Asıl mesele bireyin kendi sorumluluğunu unutması.

Herkes şikâyet ediyor.

Herkes kızıyor.

Herkes kahvede yüksek sesle konuşuyor…


Ama iş icraata gelince ortada kimse yok.


Psikolojik olarak milyonlar, “Ben tek başıma ne yapabilirim ki?” diyerek geri çekiliyor.

Sosyolojik olarak kadercilik, toplumu atalete sürüklüyor.

Ekonomik olarak insanlar borç içinde, karnını doyurmaktan başka bir şey düşünemez hale geliyor.


Sonuç? Sessiz bir çoğunluk, işgalci bir azınlık.


KÖRLEŞMENİN BEDELİ


Üç büyük körleşme memleketi yiyip bitiriyor:

 • POLİTİK KÖRLEŞME: Boş vaatlere inanmak.

 • KÜLTÜREL KÖRLEŞME: Tüketimi ilerleme, gösterişi medeniyet sanmak.

 • AHLAKİ KÖRLEŞME: Kendi çıkarı uğruna memleketin çürümesine göz yummak.


Kör olanın gözü, sağır olanın kulağı, dilsiz olanın dili olmaz.

Böyle bir toplumun memleketi elbette sahipsiz kalır.


ÇÖZÜM: SAHİP ÇIKMAK


Bu memlekete sahip çıkmak, yöneticilerden lütuf beklemek değildir.


Bireyin uyanmasıdır.

Toplumun silkelenmesidir.

Ortak aklın işletilmesidir.


Eğitimde ezber yerine sorgulama…

Politikada biat yerine katılım…

Ekonomide yandaşlık yerine adalet

Kültürde gösteriş yerine üretim…


Aksi halde memleketin sahipsizliğini konuşmaya devam ederiz.

Ta ki memleket diye bir şey kalmayana kadar.


SON SÖZ


Memleketin sahipsizliği kader değil.


Bu, bizim ilgisizliğimizin, yöneticilerin hırsının ve toplumun suskunluğunun sonucudur.


Eğer biz sahip çıkmazsak, bu toprakların tek sahipleri çıkar grupları, rantçılar ve işgalciler olacaktır.


O zaman soralım bir kez daha:


MEMLEKET SAHİPSİZ Mİ?


Hayır.

Ama sahipleri ya uyuyor, ya korkuyor, ya da kendi menfaatine gömülmüş durumda.


Ve işte asıl felaket tam da burada başlıyor.


Saygılarımla


#servetünal #gününyazısı #memleketsahipsiz