Ana içeriğe atla

CORONA VİRÜS BİR ŞEY SÖYLÜYOR !

Coronavirüs Bir Şey Söylüyor / Servet Ünal   - 18 Mart 2020

Şehirleri küçültün, nüfusu yayın, herkesin kendi yiyeceğinin en azından bir kısmını üretebileceği bir yerleşim düzenine geçin. Yani doğayla, toprakla barışın, Haddinizi bilerek yaşamayı öğrenin. Çünkü burası Allah’ın evi ve hepiniz misafirsiniz ona göre hareket edin...

Kur'an diyor ki:

Bâzı şeyler vardır ki hoşlanmazsınız, fakat hayırlıdır size.Bâzı şeyler de vardır, hoşlanırsınız, şerdir size.Allah bilir,siz bilmezsiniz.Bakara 216

Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz.Enbiya 35

İnsanların, kendi elleriyle yaptıkları şeyler yüzünden karada ve denizde bozulmalar olur. Bu, ettiklerinin bir kısmını bulsunlar diyedir; bakarsın vazgeçerler. Rum, 30/41

Bununla beraber süreç yeni bir dünya düzenininde habercisi olabilir...!

Çünkü dünya da her ay 40 bin çocuk açlıktan ölürken, 8 bin üzerinde bir ölümün yaşanmasının gölgesinde kalması biraz düşündürücü olduğu kanaatindeyim..

- Bencilleşen dünyada, sosyal ilişkilere daha fazla mesafe koyarak yalnızlaşmaya ve güvensizleştirme ortamına doğru atılan bir durumun zeminidir,
- Temayülde olan fiziki paraların ortadan kalkmasını sağlayarak, tüm harcamaların dijital ortamda yapılmasını sağlamak, Bitcoin gibi paraların kullanılmasının önünü daha fazla açacak bir sürecin bahanesini oluşturmak.
- İş ve eğitim başta olmak üzere verilen ve alınan hizmetlerin bir çoğunu İnternet ortamında yapılmasını artırmak ve insanların daha fazla sanal ortamda zaman harcayarak kontrol altında tutulmaları ve algısal, duygusal, psikolojik olarak yönlendirilmelerini artırmak,
- İnsanların Allah’tan çok ölümden korkmasına ve Allah’tan çok sisteme güvenmelerini sağlamak,
- 65 yaş üstü insanların risk sınıfına girmesini gündeme alarak, insan kaderini elinde tutmayı planlamak ve dünya nüfusunu ileriki zamanlarda savaşların, açlıkların ötesinde azaltmaya gitmek,
- Hareketli nüfusla beraber böyle bir virüs nedeniyle sistemi kilitleyebileceklerini test ederek göçlerin önüne geçmeyi ve durdurulmasını sağlamak,
- İnsanların hayatlarını bu tür virüs olayları ile nasıl ve ne kadar etkilediklerini ve yeni stratejik gizli planlar hazırlayarak algılarını ve bilinç altlarını daha kolay nasıl kontrol edeceklerini ve yönlendireceklerini test etmek,
- Bu tür yeni tehditlere karşı 2. ve 3. Sınıf ülkelerin mücadele ederken muhtaçlıklarını artırarak küresel güçlere olan bağımlılığının önemini ve oluşturduğu kitlesel etkiyle ortak planların ve çarelere yönlendirilmelerini sağlamak.
- İnsanların üzerinde yeni bir korku politikası oluşturmak ve filmlerde geçen zombi gibi insan tiplerinin karantinaya alınarak yok edilebileceği algısı oluşturmak,
Ekonomik olarak bir çok şirketin iş durdurması ve ara vermesi( Audi, BMW, Fiat, Renault vs.) bu sorunun ekonomik yönünün ne kadar etkili olduğu ve bir çok sektörü nasıl etkilediğini göstermek ve özellikle hizmet sektörü başta olmak üzere, bir çok insanın işsiz kalacağı ve işten çıkarılacağını gösteriyor.
Bununla beraber;
- Yeni ilaçların üretilerek piyasaya çare olarak sunulması, Savaş sanayisinden sonra gelen İlaç sanayinin ön plana çıkması başka bir derin konunun sorgulanmasının gerektiğini gösteriyor.
- Koronavirüs gündemiyle beraber kilitlenen ve düşüşe geçen finans piyasaları hisse senetleri, petrol, altın vb. Doların yükselişe geçerek ve özellikle FED’in faiz indirimi olayın ekonomik boyutlarınında habercisi.
- Dünyadaki savaşların ve ölüm haberlerinin durması ve herkesin aynı noktaya yönlendirilmesi,
- Çin gibi dünya ekonomi devi ülkelerin bu görünmez ordudan etkilenerek 2.2 trilyon dolar, İtalyanın 90 milyar Dolar ve İran gibi ülkelerin iflas noktasına kadar gelerek zarar görmesi de düşündürücü bir olay.

Çünkü bu daha bir başlangıç, ileriki zamanlarda yine aynı şekilde başka bir virüsün yayılmama garantisini kimseler veremiyor..

Almanya, Fransa, Norveç, İsviçre gibi ekonomik güce sahip ülkelerin bile böyle bir durumda yetersiz kaldığını ve sistemlerini sorgulamaları gerektiğini çok iyi gördük.
Yani dünyanın artık hiç bir yerinin ve ülkesinin güvende olmadığınıda fark ettik.

Şimdi en trajik olay Afrika’da yaşanabilir. Çünkü ne sağlık sistemi var nede mücadele edebilecek ekonomik güç...

İnsanlarımızın bir çoğu rahata alışmışken böyle bir durumun rahatsızlık vermesi zengin ve fakirin eşitlenmesini de sağlayabilir...

Avrupa’da vaka sayısının artması, dünyanın bir çok yanında yaşanan sebepsiz ölümlere sessiz kalınmanın bedeli olarakta görülebilir.

Ülkelerin sahip oldukları sistemlerini( sağlık, eğitim, ulaşım vs.) sorgulayarak yeniden düzenlemesi gerekebilir.

IMF Yardımı alacak bir çok ülke yine ABD’ye bağımlı hale gelecek gibi.
Bu Koronavirüs süreci yeni bir dünya düzeninin güncelleme versiyonu olarak 3.00 piyasaya sunumu olabilir. Bunun 3.01 güncellemesinin kayıp ve kazançlarını ileriki günlerde görebiliriz.

Veya yaşadığımız bu dünyada ortak bir planın olmayışı ve yapılması gerektiğinin önünü de açabiliriz..

Tabi geç kalmadan..!

Ama görünen o ki dünya ve insanlık ciddi bir sınavla karşı karşıya..!
Ya değişeceğiz, ya da değişime ayak uydurmak zorunda kalacağız...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ORTADOĞU'NUN DÜNÜ,BUGÜNÜ VE BEKLENEN SU SAVAŞLARI

Haçlı Seferleri, dünya tarihinin en uzun soluklu mücadelelerinden biri olarak tarihe geçmiştir. Müslümanlar, amaçlarını anlamak konusunda yetersiz kaldıkları bu yeni komşularını, siyasi rakiplerine karşı kullanabilecekleri bir araç gözüyle bakarak fazla önemsememişlerdir.  Haçlılar da bu durumdan istifade ederek belki de umulandan çok daha rahat bir şekilde ana hedefleri Kudüs'e ulaşmayı ve Ortadoğu'ya yerleşmeyi başarmışlardır.   B aşlangıçtaki heyecan, karmaşa ve ön yargılar aşıldıktan hemen sonra tarafların, siyasi gereksinimlerinin aslında birbirlerinden pek de farklı olmadığı gerçeğini idrak etmeleri güç ve iktidar adına yapılan siyasî ittifakları da beraberinde getirmiştir.   Ve bu günümüzde de farklı versiyonlar ile devam etmektedir. Müslümanlar tarafında Nureddin Mahmud b. Zengi, Selahaddin Eyyûbî ve Memlûklar, Haçlılar safında ise IX. Louis ve bazı istisnalar dışında 200 yıllık bu mücadeleye yön veren, seferlerin kaderini etkileyen temel olgu, siyasî ve ekonomik

AÇIN GÖZLERİNİZİ VE ETRAFINIZA BAKIN

Çöpün içinden yemek toplayan, sokaklarda titreyerek uyumaya çalışan, çocuğunun eğitimine parası yetmediği için kendisini öldüren insanların, evine ekmek götürmek için sokakta peçete satan çocukların olduğu ve gençlerin artık karamsarlaştığı bir ülke gerçeğini yaşıyoruz! Bir taraftan kendini İslam’a nispet edip koca saraylarda düğünler yapan, sonunda pislik olarak çıkacak yemeğini koyacağı tabağa binlerce lira verip, sadece birkaç saat giyip bir kenara koyacağı gelinlik için para savuran, gösteriş olsun diye şatafatlı düğün yapan ve komplekslerinden arınamamış ve bunları bir övünç, bir şeref görerek yaşayan milyonlarca insanlar var. Maalesef bize de böyle bir zamanda yaşamak farz oldu. Bu bizim tercihimiz değildi ama oldu! Bunlar Allah’a teslim olduk, biz gerçek bir Müminiz deseler de, bu sadece bir yalan. Bindikleri son model arabalar ile her yıl bunu nasıl yenileyeceğini düşünen tiplerin çoğalması, geçtikleri sokaklarda yoksullar için “Allah versin” edebiyatı yapıp, “Allah’ın vereceği

ÇÜRÜMEYİ FARK ETMEK

  Çürüyoruz!   Hemde öyle rezil ve vakitsiz bir çürümede değil bu!  Herkes hissediyor artık! İçimizde ve dışımızda fark edilmeye başlıyor. Yalnız içinde yaşadığımız toplumun değil, içinde yaşadığımız dünyayı da çürütüyoruz kendimizle beraber. Denizlerimiz, ormanlarımız, ilişkilerimiz, ruhlarımız… Tabi bu sessiz çürümeye kulak tıkayan ve yokmuş gibi davrananlarda var! Sistemin labirent içinde dönüp dolaşıp aynı yere getirdiği çaresizlikteyiz.  Yoldaki işaretler bize çıkış yolunun nereye çıktığını gösteriyor aslında! Ama umursamıyoruz! Kritik düşünmediğiniz sürece, sorgulayıp, araştırmadığınız ve gerçekleri öğrenmediğiniz sürece ve en önemlisi bilinçlenerek hayatınıza korku ve panik pompalayan, sisteme hizmet eden televizyon kanallarının başından kalkıp itiraz etmediğiniz sürece yine tüm kapılar çıkmaza çıkacak ve bizi döndürüp yine o sistem denilen labirentin içine çekmeye devam edecekler. Türkiye’de 24 saat içerisinde gündem olarak nelerin hızla değiştiğini ve tanık